Cüneyd Kosal Klasik Müzik Arşivi ve

Nota Koleksiyonu

 Cüneyd Kosal Klasik Müzik Arşivi ve

Nota Koleksiyonu

Harun Korkmaz

İSAM Kütüphanesi, sadece bir araştırma kütüphanesi değil, belgelerin, notaların, hatıraların bir arada bulunduğu, hatta onları emanet eden insanların hikâyelerinin de yaşadığı özel bir mekândır. Kütüphane, Cüneyd Kosal ve Yavuz Argıt gibi bağışçılarıyla yalnızca bir emanet ilişkisi kurmamış onlara eserleriyle birlikte yaşadıkları, nefes aldıkları bir mekân olmayı başarmıştır. Cüneyd Kosal, ileri yaşına rağmen ömrünün hâsılı olan arşivini devrettiği İSAM Kütüphanesi’ne sık sık gelir, eserlerinin düzenlenmesine nezaret eder, burada vakit geçirmeyi pek severdi. İSAM zamanla onun için arşivini teslim ettiği bir yer olmanın ötesinde, hak ettiği değeri ve saygıyı gördüğü, çalışmalarını sürdürmek için büyük bir şevkle geldiği bir mekân olmuştu.

Cüneyd Kosal’ın Hayatına Dair

Cüneyd Kosal, müziksever bir ailenin dört çocuğundan ikincisi olarak İstanbul’un tarihî semtlerinden Sultanahmet’in Akbıyık mahallesinde, 3 Kasım 1931’de dünyaya gelmiştir. Müziğe olan ilgisi lise yıllarında başlamış, arkadaşında gördüğü kanun sazını çalmaya heves ederek müziğe ilk adımını atmıştır. Kanun çalmayı hiçbir özel eğitim almadan tamamen kendi çabalarıyla öğrenmiştir. Bu yetenek ve azim onun Türk Müziği serüveninin başlangıcı olmuştur. 1949 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaydolduğu dönemde de müzikten hiç uzaklaşmamış, saz icrasında ve repertuar bilgisinde kendisini geliştirmeye devam etmiştir. 1952 yılında Tıp Fakültesi’ni bırakarak İktisat Fakültesi’ne geçmiştir. Ancak burada da eğitimini tamamlamamış, tüm vaktini ve yeteneğini müziğe yöneltmiştir.

Müzik Hayatı ve Kariyeri

Cüneyd Kosal, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde ve ev meşklerinde dönemin usta musikişinaslarının çevresinde bulunmuş ve nihayetinde usta bir müzik adamı olarak bu alana ömrünü adamıştır. Özellikle kanun çalmada herhangi bir hocası olmamasına rağmen Ahmet Yatman ve Vecihe Daryal’dan büyük ölçüde etkilenmiştir. Bu iki üstat sazendeyi radyoda dikkatle dinleyerek tekniklerinden ve üsluplarından istifade etmiştir. Kosal, bu yöntemle kendini yetiştirerek Klasik Türk Musikisi’nin 20. yüzyılda yaşayan önde gelen kanunilerinden olmuştur.

Cüneyd Kosal, İstanbul Radyosu’nda 30 yıl boyunca kanun sanatçısı olarak görev yapmış, bu süreçte Türk müziğinin icrası ve yaygınlaştırılmasında önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca Kültür Bakanlığı’na bağlı iki ayrı devlet korosunda toplam 20 yıl görev yapmış, eş zamanlı hizmetleri de dahil olmak üzere toplam 42 yıl devlet memuriyetinde bulunmuştur. 50’li yaşlarından itibaren besteciliğe yönelmiş ve ekseriyetle dinî musiki vadisinde eserler vermiştir. Bilhassa tekke ilahileri ve daha popüler vasıf taşıyan ilahiler bestelemiştir. Sûznâk makamında bestelediği “Ali almış sancağını eline” mısraı ile başlayan ilahi günümüzde en yaygın icra edilen eseridir. Cüneyd Kosal ayrıca klasik ilahilerin notalarını içeren üç de kitap neşretmiştir.

Cüneyd Kosal, 21 Aralık 2018 tarihinde dâr-ı bekaya irtihal etmiştir. Mekânı cennet, makamı âlî olsun. Allah hizmetlerini makbul eylesin.

Ardında Bıraktığı Miras: Nota Koleksiyonu ve Arşivciliği

Cüneyd Kosal erken yaşlarından itibaren musiki eserlerinin notalarını toplamış, binlerce eseri notaya almıştır. Yüzlerce ilahiyi ilk defa notaya alarak unutulmaktan kurtarmış, Türk musiki repertuarının korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına öncülük etmiştir. Kosal, 2010 yılında geniş nota arşivini ve kütüphanesinin çok büyük kısmını Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi’ne (İSAM) bağışlamıştır.

Cüneyd Kosal Türk Musikisi Arşivi, İstanbul 2010 Kültür Ajansı’nın desteğiyle İSAM Arşivi’ne kazandırılmıştır. Kosal, arşiv çalışmalarını uzun süre kendisi yürütmüş, ancak ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle düzenleme işlerini öğrencisi Filiz Şatıroğlu’na devretmek zorunda kalmıştır. Filiz Şatıroğlu, önce arşivdeki dosyaları, daha sonra Cüneyd Kosal’ın çeşitli kaynaklardan topladığı el yazması nota defterlerindeki eserlerin tanımlanmasına başlamıştır. Şatıroğlu’nun başladığı çalışmayı İSAM’ın arşiv uzmanlarından Neslihan Aracı Güler devralmıştır. Yürütülen çalışmalar sonucunda, toplam 182 defterde yer alan 7430 eser, 2018 ve 2019 yıllarında üç ayrı aşamada dijital erişime açılmıştır. Dijital erişimdeki nota koleksiyonlarına İSAM’ın web sitesi üzerinden ulaşılabilmektedir.

Arşivin tasnif ve kataloğunun tamamlanması için daha bütüncül ve kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğu düşüncesiyle, İSAM Başkanı Murteza Bedir’in talebiyle yeni bir projeye başlanmıştır. Proje 2024 yazında, Harun Korkmaz’ın yürütücülüğü ve Ubeydullah Sezikli’nin koordinatörlüğünde başlamış ve halen devam etmektedir. Katalog çalışmalarında proje uzmanı olarak Mahmut Ergin ve Yusuf Altay görev yapmaktadır. 2025 yazı itibariyle arşivin kataloğunun yayına hazır hale gelmesi ve dijitalleştirme çalışmalarının da tamamlanarak hizmete açılması hedeflenmektedir.

İSAM, Türk müzik tarihi arşivciliği ve musiki mirasını koruma altına almak için önemli bir rol üstlenmiştir. Bünyesindeki musiki konulu pek çok mühim kitap, süreli yayın, nota arşivleri ve muhtelif belgeler İSAM Kütüphanesi’nin Türk Musikisi araştırmaları için en önde gelen başvuru merkezlerinden biri olmasını sağlamıştır. Cüneyd Kosal’ın arşiv ve kütüphanesi, kütüphanedeki müzik koleksiyonları arasında en ayrıcalıklı konumda olanıdır. Kemal Batanay’ın nota koleksiyonu ve müzik arşivi de yine İSAM Kütüphanesi bünyesinde bulunmaktadır. Kataloğu ve dijitalleştirilmesi tamamlanmış olup hizmete açılmıştır.

Cüneyd Kosal Arşivinin İçeriği ve Kapsamı

Cüneyd Kosal’ın nota koleksiyonunda yazma, baskı, teksir, fotokopi gibi farklı belge türlerinde 80 bin parçayı aşkın müzik eserinin notası yer almaktadır. Koleksiyonda Muallim İsmail Hakkı Bey, Ali Rıza Şengel, Nuri Halil Poyraz, Rauf Yekta, Artaki Candan, Refik Fersan, Sermüezzin Hakkı Bey, İsak Varon, Sadettin Heper, Münir Nurettin Selçuk, Halil Can, Arif Sami Toker ve Alâeddin Yavaşca gibi pek çok ismin elinden çıkmış ve birçoğu imzalarını taşıyan tarihî kıymeti yüksek notalar bulunmaktadır. Bazı değerli nota koleksiyonlarının bir kısmı da zamanla onun arşivine intikal etmiştir. Bunlar arasında Dr. Hâmid Hüsnü Bey’in koleksiyonundan gelen notalar, Kanuni Hacı Arif Bey’in Bedriye Hoşgör vasıtasıyla Kosal’a geçen defterleri, Ali Rıfat Çağatay’dan intikal eden eserler dikkat çekmektedir. Cüneyd Kosal’ın koleksiyonu, 20. yüzyıla ulaşabilmiş Klasik Türk Musikisi eserlerinin büyük bir kısmını kapsadığı gibi başka koleksiyonlarda bulunmayan pek çok nadir eseri de içermektedir. Ayrıca diğer koleksiyonlarda yer alan eserlerin muteber kişilerden/kaynaklardan alınmış nota versiyonlarının burada bulunması, arşivin önemini daha da arttırmaktadır.

Cüneyd Kosal’ın arşivinin en değerli bölümlerden biri, dinî musiki eserlerinin bulunduğu tasniftir. Merhum Kosal, musiki tarihimizde en fazla sayıda ilahi derleyen/notasını yazan musikişinaslardan biri olarak öne çıkar. Pek çok ilahiyi bizzat kaynağından dinleyerek notaya almış ya da başka koleksiyonlardan aldığı notaları kopya etmiştir. Bu titiz çalışmaları neticesinde bilinen en kapsamlı ilahi notaları koleksiyonunu oluşturmuştur. Kosal’ın arşivi yalnızca Türk Musikisi açısından değil, dinî musiki geleneğimizin sürekliliği ve korunması açısından da eşsiz bir değere sahiptir.

Cüneyd Kosal’ın musiki arşivi ve nota koleksiyonunun İslam Araştırmaları Merkezi’nde bulunması ve kısa zaman sonra bütün unsurlarıyla kullanıma sunulacak olması musiki araştırmaları için fevkalâde önemli bir adımdır. İSAM Kütüphanesi, önümüzdeki süreçte başka önemli musiki arşivlerini de bünyesine katacak ve ülkemizin kültürel birikimini koruma altına alıp açık erişimle kamuoyunun kullanımına sunmaya devam edecektir.

Cüneyd Kosal Arşivi’nden Kıymetli Bir Parça

Tekbîr-i Millî, 17. defterin, 12. sayfasında yer almaktadır. Defterdeki notaların kimin elinden çıktığı belli değilse de 20. yüzyıl başlarında kaleme alındıkları anlaşılmaktadır. Bu eser, bestelendiği tarihlerden beri ilk defa icra edilmektedir. 17 no’lu defterden alınan nota, çok yüksek ihtimalle Rahmi Bey’in hayatta olduğu devrede kaleme alınmış gibi durmaktadır.

Eserin güftesi, üstat Abdülhak Hâmid Tarhan’a aittir. Hilafetin henüz ilga edilmediği bir döneme ait olan şiirde, “millet, diyanet, devlet, hilafet” vurguları bir aradadır. Tekbîr-i Millî’yi, Rauf Yektâ Bey Rast makamında, 5/4’lük “Zafer” isimli bir usulde, Muallim İsmail Hakkı Bey ise, aynı Rahmi Bey gibi Segâh makamında ve Yürük Semâî usulünde bestelemiştir. Aynı makam ve usulde bestelenmeleri dolayısıyla benzeşen yerleri mevcuttur. Ancak Rahmi Bey’in bestesi, melodi ve ritim örgüsü bakımından daha müreccahtır.

Cüneyd Kosal arşivinde buna mümasil pek çok orijinal eser bulunmaktadır. İlerleyen zamanlarda yeni eserler kaydetmeye ve buradan yayınlamaya devam edeceğiz.